Yaşadığımız coğrafyanın sınır taşlarıyla oynayanlar, çaresizlik engereğinin kalbimize çöreklenmesi için ellerinden gelen her şeyi yapıyor. Mazlumlara mazlum olma hakkını bile vermeyen postmodern zamanlar, algıların ayarlarıyla oynayarak intikam kurgularını adım adım gerçekleştirmekte.
Edebiyatçılar şunu gayet iyi bilirler; yazdıkları edebi metinlerde suç ne kadar çirkin olursa, intikam o kadar haklı olur. Bu yüzden kahramanlarına bir intikam aldırmak istiyorlarsa o intikamı haklı kılacak bir suç zemini hazırlamak zorundadırlar. Elle tutulur, gözle görülür dünyanın kurguları da farklı değil aslında. Mazlumların masum olmadığını kanıtladığınızda masum olmayan bütün eylemlerinize meşruiyet kazandırmış oluyorsunuz.
Ölçünün “çıkar” olduğu bir dünyanın şiddet gerekçelerini makul bulan zihinlerin farkında olmaksızın suça yardım ve yataklık ettiğini söylemek, mazlum coğrafyaların şair ve yazarlarının boynunun borcudur. Bu sorumluluk bizden iki sanatsal tavır bekliyor: İlki mısralarımız ve cümlelerimizle insan onuruna sahip çıkarak mazlumun mazlum olmasına dahi izin vermeyen şov dünyasının gösterisini bozmak. İkincisi ümitsizliğin kalplerimize yerleşmesini kolaylaştıran alışkanlıkları edebiyatın balyozuyla kırarak zillet duygusunu ruhlardan söküp atmak. Zira insanız biz, ateşle çepeçevre kuşattıklarında dahi ölümü kabullenmek gibi bir seçeneğimiz olamaz. Bırakın intiharı ümitsizliğin bile yasaklandığı bir inancımız var üstelik.
Bu duygu ve düşüncelerle hazırladık yeni sayımızı. “Postmodernizm: Nereye Kadar?” sorusu etrafında örülen dosyamızda Şafak Çelik, Naime Erkovan, Güzide Ertürk, Fatih Taşcı, Ayşe Sevim, Bünyamin Demirci, Hamdiye Hale Özcan ve Oya İşeri Gever farklı açılardan postmodernizmi irdeledi ve algılar üzerindeki rolünü mercek altına aldı.
Karabatak röportajı, mimari alanda birçok başarıya imza atan, sayısız öğrenci yetiştiren ve belki de en önemlisi, Bahariye Mevlevihanesi’ni ülkemize yeniden kazandıran, İstanbul âşığı Prof. Dr. M. Baha Tanman’la yapıldı. “Bize Globalizasyon Diye Yutturulan Şey Aslında Standardizasyon” diyen Tanman’a, Karabatak sorularını yönelten isim Songül Koç.
Bu sayının şairleri Ayşe Sevim, Hüseyin Akın, Murat Batmankaya, Bülent Ata, Çayan Özvaran, Meryem Kılıç, Sümeyra Yaman, Emirhan Kömürcü, Zeynep Ural, Mustafa Uçurum, Fuat Eren, Mehmet Can Acer, Kamil Remzi Cin, Muhammed İkbal Yıldırım, Nazlı Ergin Duran, F. Nuriye Torun, Yusuf Koşal, Sevgi Yerlioğlu, Şafak Çelik, Samet Koparan, Sare Öztürk, Şeyhmus Duymuş, Ümit Özaltın ve Deniz Atay.
Öykücülerimizi de analım: Bahar Paşalı, Bünyamin Demirci, Fatma Akdağ, Murat Batmankaya, Merve Büyükçapar, İlknur Demirci, Özlem Metin, Elif Öz, Hamdiye Hale Özcan ve Hanife Çakır. Deneme yazarlarımız, Mehmet Sabri Genç, Ali Ömer Akbulut, Hasibe Çerko ve Büşra Sürgit yine öznel yaklaşımlarıyla hayatı ve edebiyatı yorumladılar. Poetika yazarlarımıza gelince: “Bugün Şiir Üzerine Düşünmek Neden Gerekli” diyen şair Adnan Özer ve geçen sayı ilk bölümünü yayınladığımız “Anlam ve Yorum Üzerine Rast-Gele Düşünceler” yazısının ikincisiyle devam eden ve “gerçek metin”i sorgulayan üstadımız Prof. Dr. Hasan Akay.
Müzik sayfamızda Zeynep Ural, Jasmine Choi’un sanat kariyerinde hangi aşamalardan geçtiğine ışık tutarken kitap sayfamızda Dr. Hatice Kübra Eke, Prof. Dr. Mehmet Oğuz Yenidünya’nın Hastalar İnsandır isimli son kitabını Karabatak okurlarına tanıtıyor. Ayrıca Hasan Akay mensur şiiriyle, Muhsin Mete de bir gezi yazısıyla bu sayımızda yer alıyorlar. Sare Öztürk, Prof. Dr. Mehmet Kanar, Ahmet Cora, İdris Çakmak ve Naime Erkovan’ın çeviri şiirleri ise Karabatak sayfalarını zenginleştiriyor.
Ve elbette olmazsa olmaz dostlarımız Hüseyin Sorgun, Rahşan Tekşen, F. Hande Topbaş, H. Hümeyra Şahin, Fatih Korgan, Hakan Bilge, Ertan Ayhan Sertöz ve Sedat Gever.
Karabatak on altıncı kez havalanıyor.