Joseph Goebbels’in ilk eseri "Michael: Bir Alman Yazgısı", Nazi öncesi döneminde, tümüyle içten ve tutkulu bir dille kaleme aldığı otobiyografik romanıdır. Eserin yayınlanması 1929 tarihini bulmuştur, Goebbels’in partide önemli bir yer tuttuğu zamanları… Bu yüzden, dönemin “Propagandacı Goebbels”i eserin yayınlanmasını pek istememiştir, çünkü fazlasıyla doğal, gerçek ve içten bir eserdir! Yayınlandığı dönem Almanya’nın elden ele dolaşan, tartışmasız çoksatan eseri olmuştur.
Eser, I. Dünya Savaşı sonrası Almanya'nın ekonomik ve toplumsal çalkantılarını bir gazinin(yakın arkadaşının) gözünden anlatır... Goebbels, ilk sayfadan itibaren okuyucuyu henüz olgunlaşmamış ve parlak bir Almanya vizyonuyla yakalar. Savaş ve Weimar dönemi rezillikleriyle yoğrulmuş Michael, Yeni Alman idealini temsil eder; kendini dirençli ve fedakâr halkının yeniden doğuşuna adamıştır. Michael çalışmanın güzelliğini, özellikle de ağır el emeğini över ve entelektüalizmi reddeder. Ona göre ulusunun zenginliği, ona adanmış bir işgücünün çabalarından yeniden canlanacaktır. Dolayısıyla Michael bu amaçla bir işçi olarak kendini feda etmeye hazırdır...
Goebbels bu eserinde modern çağın meslek haline gelmiş zayıf siyasi oluşumlarını ve materyalizmini reddeder; bunun yerine sadakat, görev ve kolektif iradeye dayanan bir dünya görüşünü savunan bir anlatıyı Nietzsche, Goethe ve Dostoyevski'den ilham alarak romantik bir dille inşa eder.
Fihrist olarak, farklı okumalar ile zihinleri açmayı hedeflediğimiz eserlerimizin arasına, yakın tarihin en “yasaklı” isimlerden birinin, Goebbels’in parti dönemi öncesi pür bir doğallıkla kaleme aldığı Michael kitabını koymaktan mutluluk duyuyoruz. Michael, ilk kez Türkçede, sizlerle...
Joseph Goebbels, 1897'de Almanya'nın Rheydt kentinde doğmuş, Nazi Almanyası'nın Propaganda Bakanı olarak 1933-1945 yılları arasında görev yapmıştır. Edebiyat ve felsefe eğitimi alan Goebbels, akademik kariyerinden önce çeşitli edebi eserler yazmaya çalışmıştır. Michael: Ein deutsches Schicksal in Tagebuchblättern (Michael: Günlük Sayfalarında Bir Alman Kaderi) adlı yarı-otobiyografik romanı savaş mağlubu Alman toplumunun ruhunu anlamak için noldukça kıymetlidir. Michael'a ek olarak Die zweite Revolution (İkinci Devrim) çalışması da erken dönem yazılarına örnektir.
Goebbels'in en kapsamlı edebi mirası, 1923'ten ölümüne kadar tuttuğu detaylı günlükleridir. Bu günlükler, Nazi rejiminin iç işleyişine dair önemli bir birincil kaynak olarak tarihçiler tarafından değerlendirilmektedir. Das Tagebuch von Joseph Goebbels (Joseph Goebbels'in Günlüğü) başlığıyla yayımlanan bu yazılar, kişisel düşüncelerinin yanı sıra dönemin politik olaylarına dair gözlemlerini içermektedir. Ayrıca Der Angriff (Saldırı) adlı gazetede yayımlanan makaleleri ve Der Kampf um Berlin (Berlin İçin Mücadele) kitabı, siyasi fikirlerini ve Nazi ideolojisini aktarmak için kullandığı platformlardı.
Goebbels'in yazıları, Der ewige Jude (Ebedi Yahudi) kitabı da dahil olmak üzere, genellikle antisemitizm ve Nazi ideolojisinin propagandasını içermektedir. Akademik çalışması olan Die Geschichte der Heidelberger Romantik (Heidelberg Romantizminin Tarihi) doktora tezi, daha sonraki siyasi düşüncelerinden farklı olarak edebiyat odaklıdır. Yazılarında ve konuşmalarında tekrarlama, duygusal dil kullanımı ve düşman imgeler yaratma gibi propaganda tekniklerini kullanmıştır. Goebbels'in edebi ve politik eserleri, iki dünya savaşı arasını anlamak adına oldukça kıymetli olarak kabul edilmektedir.